Göç uzmanı Prof. Dr. Murat Erdoğan yanıtladı: Beşar Esad gitti, Türkiye’deki Suriyeliler ülkelerine geri dönecek mi?

“`html

Bugün, Suriye’de Beşar Esad yönetiminin geleceğiyle ilgili tartışmalar sürerken, Türkiye mülteci konusundaki etkinliğiyle ön plana çıkıyor. Resmî verilere göre Türkiye, yaklaşık 3 milyon Suriyeli mültecinin ev sahibi konumunda ve bu durum, Suriye iç savaşının en çok etkilediği ülkelerden biri olmasını sağlıyor. Son yıllarda Suriyeli mültecilerin Türkiye’deki varlığı, Ankara’nın Suriye politikaları çerçevesinde önemli bir gündem maddesi haline gelmiş durumda. Ayrıca, artan mülteci karşıtlığı, iktidar partisi AKP’nin seçim sonuçlarını da etkilemeye başladı. Bugün ise, 13 yıllık bir savaş sonrası Beşar Esad rejiminin devrilmesiyle, Türkiye’deki Suriyeli mültecilerin ülkelerine dönüş ihtimalleri konuşulmaya başlandı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Doha’da yaptığı açıklamalarda “Türkiye, Suriye’nin milli bütünlüğüne, istikrarına, egemenliğine ve toprak bütünlüğüne büyük bir önem atfediyor. Aynı zamanda Suriye halkının refahını da düşünüyoruz. Bu açıdan ülkelerini terk etmek zorunda kalan milyonlarca Suriyeli artık evlerine dönebilirler.” şeklinde ifadelerde bulundu.

“Geri dönüş umudu, gerçekçi mi?”

Türkiye’deki Suriyeli mültecilere dönüş izni verilmesi durumu, Esad’ın devrilmiş olmasının ardından gerçekten gerçekleşebilir mi? Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Mülkiye Göç Araştırmaları Merkezi Direktörü Prof. Dr. M. Murat Erdoğan, bu konuda hızlı bir geri dönüş beklemenin “naiflik” olacağını öne sürüyor. 2011-2012 yıllarında Türkiye’ye gelen Suriyelilerin Esad yönetiminden kaçtığını, ancak son yıllarda Türkiye’ye gelenlerin büyük çoğunluğunun IŞİD ve benzeri teröristik grupların yarattığı belirsizlikten kaynaklandığını açıklıyor. Erdoğan, son gelişmelerin, mültecilerin geri dönüşü konusunda büyük bir beklenti oluşturduğunu belirtiyor ve bunun tehlikeli olabileceğine dikkat çekiyor.

“Türk toplumu Suriyeliler konusunda ortak görüşte buluşuyor”

Prof. Dr. Erdoğan, Türkiye’deki Suriyelilerin Esad’ın devrilmesi ile ilgili kutlama yapmasının anlaşılır olduğunu belirtirken, sahada yürüttüğü araştırmalara göre Türk toplumunun bu konuya dair rahatsızlığının oldukça yüksek olduğunu vurguluyor:

“Saha çalışmalarımızda iki temel sonuç ortaya çıkıyor. Türk toplumu bu konuda oldukça yüksek bir rahatsızlık hissediyor. Suriyelilerin Türkiye’den gitmesi gerektiği görüşü, en son yaptığımız araştırmada yüzde 89’a ulaştı. Bu çok büyük bir oran ve herkesin dile getirdiği bir konu haline geldi. Türk toplumundaki bu talep, Suriyelilerle ilgili endişelerden kaynaklanıyor; bu durumun siyasete etkisi de kaçınılmaz.”

Türkiye, Esad’ın devrilmesini mi bekliyordu?

Prof. Dr. Erdoğan, Türkiye’nin böyle bir rejim değişikliği için kısa vadede bir beklenti içinde olmadığını, kendi gözlemlerine dayanarak ifade ediyor:

“Elbette dış politikada farklı senaryolar üzerinde çalışabilirsiniz, bu da onlardan biri. Ancak çok kısa bir süre önceye kadar, Ankara’da göçle ilgili yapılan çalışmalarda ‘Yarın Esad gidecek, ne yapacağız?’ gibi bir öngörü yoktu. Onun yerine ‘Esad varken ne yapmalıyız?’ sorusu tartışılıyordu. İdlib’deki iç durumu ve Türklerle Amerikan destekli Kürtler arasındaki olası diyaloğun nereye gideceği gibi dengeler üzerinden tartışılıyordu.”

Geri dönüşün zorluğu

“Sadece Esad yönetiminden kaçmadılar”

Prof. Dr. Erdoğan, Türkiye’deki Suriyelilerin büyük bir kısmının Esad’dan kaçmış olmasının yanı sıra bu durumun genel göç sebepleriyle sınırlı olmadığını belirtiliyor:

“Ülkelerine dönmeleri bu kadar kolay değil”

Prof. Dr. Erdoğan, “Bugünkü durumu yaşadığımızı 10 gün önce düşünemezdik, bu kadar basit bir yaklaşım ‘Hadi evinize gidiyorsunuz’ demek oldukça gerçekçi değil.” diyerek ekliyor:

“Dünya genelindeki göç akımları, mültecilerin korkuyla ve çaresizlikle başka ülkelere sığınmalarının sonucu. Ülkelerine olan bağlarını elbette takip ederler, fakat ‘Toplayın bavulları, gidiyoruz’ demek doğru değil.”

Suriye’nin son 13 yılda sürekli bir ekonomik durgunluk içinde olduğunu ve ülkenin yeniden inşasının gerekliliğine dikkat çeken Erdoğan, bu sürecin en az 10 yıl alacağını ve maliyetinin çok yüksek olacağını vurguluyor:

“Bunun için trilyonlarca dolara ihtiyaç olacak. Bu yardımı yapmaya istekli kimse yok. Sadece endişe duyan ülkeler yardımda bulunuyor; Avrupa Birliği ile yaşadığımız ilişki gibi…”

“Suriyelilerin dönüşü yalnızca rejimle alakalı değil”

Erdoğan, Suriye’deki yaşamın Suriye dışında kalanlar için artık yalnızca rejimle ilişkili olmadığını vurgulamaktadır. Dönüşün bir seçenek olarak değerlendirildiğinde bunun “fantezi” olduğunu ifade ediyor:

“Kendilerini yurtlarına dönecekler gibi hissedebilirler ama bugünün Suriye’sinin yarınını kestirmek imkansız. Özellikle bu grupların kendi aralarındaki çatışmalar ve bölge dışındaki güçlerin, örneğin Türkiye, İran ve ABD’nin varlığına dair belirsizlik derinleşiyor.”

İhtimal dışı değil, tersine göç yaşanabilir

“Küçük grupların kendi sistemlerini oluşturmaya başlaması, insanların kendilerini güvensiz hissetmesine neden oluyor.” uyarısında bulunan Erdoğan, Suriyelilerin daha güvende hissedecekleri yerlere göç etmeyi tercih edebileceğini ifade ediyor. Bu durum tersine göç dalgasına dönüşebilir.

Büyüyen beklenti, artan gerginlik yaratabilir

Önümüzdeki günlerde bu konunun nasıl ilerleyeceği pek öngörülemiyor. Türk toplumundaki beklentilerin yükselmiş olduğuna dikkat çeken Erdoğan, bu beklentilerin risklerine de vurgu yapıyor:

“Türk toplumu, Suriyelilerin bu olaydan sonra ülkeyi terk edeceği yönünde beklenti içine girmiş durumda. Eğer o Suriyeliler gitmezse, yarın Türkiye’deki gerginlik daha da artabilir. Bu durumu soğukkanlı bir biçimde değerlendirmek lazım.”

Erdoğan, Avrupa’nın da bu gelişmeleri yakinen izlediğini aktararak, “Bu durum, tersine bir göç akınına yol açabilir. Ancak bu, her şeyin güllük gülistanlık olduğu anlamına gelmez.” diye ekliyor.

“`

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir